Adi soyadi: Zeynep Yurtseven
Burcu: Oglak
Meslegi: Elektronik Yüksek Mühendisi
Bize biraz ailenizden bahseder misiniz? Memleketiniz, kac kardeşsiniz evli misiniz?
Zeynep: Sivas dogumluyum. Evliyim ve 3 yasinda tatli bi kizim var.
Hangi okullardan egitim aldiniz?
Zeynep: Bilefeld de yüksek okulu tamamladim Elektronik yüksek mühendis oldum. Uzmanlik alanim bilgi işlem.
Yetiştiğiniz dönemde ve ortamda genç Türk kizlarinin sorunlari nelerdir?
Zeynep:
Yetiştiğim dönemde ve ortamda Türk kizlarinin sorunlari elbette vardi.
Örneğin bati anne ve babalar egitim icin destek vermiyorlardi. Erken
evlendiriyorlardi. Ben kendimi bu hususta çok şansli buluyorum, çünkü
hem egitim hem müzik alaninda ailem destegini benden hiç esirgemedi.
Aldiğiniz egitim ve müzik alanindaki seçiminizde ailenizin rolü ne oldu?
Zeynep:
Ailemin rolü büyüktü. Örnegin eğitimimi başka şehirde tamamladim.
Yetiştiğim dönemde bir Türk kizinin ayri ve yalniz yaşamasi pek
nadirdi. Ailem bu hususta bana çok destek oldu. Üniversiteyi
başladiktan sonra uzak olduğu için yarıda birakmak ve bir sene sonra
aileme yakin olan şehirde eğitimimi tamamlamak istemiştim. Ama ailem
çok sagolsun uzakta oturmama sorun cikarmadi. Hatta ev bulmama Hüseyin
abim çok yardimci oldu. Bu konuda saygı, sevgi ve güven cok önemli.
Aileme elimden geldiği kadar saygılı olmaya caliştim ve calışıyorum.
Müziğe olan ilginiz ne zaman basladi?
Zeynep:
Ben kendimi bildim bileli, Yani 4–5 yaşlarından beri ilgi duyuyorum.
Hatirliyorum bir düğünde sahne bile aldim. Annem bana cok türküler
öğretirdi, radyoda gündemde olan parçalari kayıt ederek benim
ezberlememe yardimci olurdu. 70 li yıllarda genelde Almanya'da gurbet
parçalari çok dinlenirdi. Özlem vardı, hasret vardı, Ben de özellikle
gurbet türküleri söylerdim. Ağabeylerime çok özeniyordum.
Kendinize örnek aldiğiniz birisi ya da birileri var mıydi?
Zeynep: Hayir yoktu. Şarki söylemeyi seviyordum ve hala da seviyorum.
Mesleginizi kendiniz mi seçtiniz yoksa yönlendirmeler oldu mu?
Zeynep: Kesinlikle kendim seçtim.
Meslek hayatinizda Türk bir bayan olarak çalışmanın avantajlarını veya dezavantajlarını gördünüz mü?
Zeynep:
Teknik lise oldugu icin lise son sinifta 3 bayandik. Geri kalanlar
erkekti. Birkaç ögretmen, biz bayanlarin teknik bölümde okumamızı
ciddiye almamıstı. Yani seçtiğimiz bölümde genel olarak erkekler
okuyordu. Başaramayacagımızı düşünüyorlardı. İster istemez insanın
motivasyonu bozuluyordu. Buna rağmen liseyi basariyla tamamladik.
Dezavantaj olarak söyleyebilirim. Avantaj olarak ise,11. sınıfta bir
sene devlet demir yolunda bir kız arkadasimla beraber staj gördüm. O
kadar ilgi görmüştük ki Almanya devlet demir yolunda ilk iki Türk bayan
diye ikimizle röportaj yapmislardi. Bonn Konsolosluğunda bizlere başarı
mektubu gelmişti. Müzik alanında kardeşlerimle birlikte sahne aldiğim
için hiçbir dezavantaj olmadı, bambaşka bir duygu oluyor. Çok mutlu
oluyorum. Bunu anlatmak zor, yaşamak gerekiyor.
Kardeslerinizle
beraber müzik calismalari yapmak, turnelere, konserlere katilmak ve
sahneye çıkmak ,.. Tek bayan sizsiniz... Zor oluyor mu? Erkek
egemenliği grupta da ön planda mı?
Zeynep: Zor olmuyor. Hatta kendimi çok şansli hissediyorum. Kardeşlerimi çok seviyorum. Ailemi cok seviyorum.
Yurtseven kardeşler olarak ilk sahne deneyiminizde neler hissetiniz? Aynı heyecan devam ediyor mu?
Zeynep: Heyecan, heyecan, heyecan. Sahnede olmak beni cok mutlu ediyordu. Heyecan her sahneye çıkmadan önce devam ediyor.
Kendinize vakit ayirabiliyor musunuz? Boş zamanlarınızda neler yapiyorsunuz?
Zeynep:
Kendime cok zor vakit ayırabiliyorum. Bütün boş zamanlarımı ailemle ve
kizimla değerlendiriyorum. Annem ve babamla da çok çok ilgileniyorum.
Onlar bizim baş tacımız. Gençlere şunu iletmek istiyorum: Elinizden
geldiği kadar boş zamanlarınızı anne ve babanızla da değerlendirin. Gün
gelecek onlar yanımızda olmayacak. Yok olduklarında keske demeyelim.
Bayan
olarak kendinize bakim uyguluyor musunuz? Kozmetik, diyet, makyaj, moda
bayanlarin vazgeçilmezleri. Peki sizin için ne ifade ediyor?
Zeynep:
Modaya bazen uyarım bazen uymam. Bana yakışanı giyerim. Genelde siyah
renkleri tercih ettiğim için pek sorun yaşamıyorum. Günlük makyajım
fazla değildir, yani doğal göstermeden yanayım. Sahnede ve Tv de farklı
makyaj kullanıyorum. Biraz daha yoğun olmak zorunda. Cilt bakımına
gelince nemlendiriciyi eksik etmem. Diyet ise ah ah ah tüm bayanlarin
en büyük derdi. Diyet yapmıyorum, ama az yemek yemeye gayret ediyorum.
İnsallah günün birinde 1 beden giyerim.
Sahnedeki Zeynep ile diger Zeynep arasindaki farklar neler?
Zeynep:
Dogalım, normal hayatımda neysem, sahne hayatımda da aynısıyım. İlk
etapta beni görenler sogukkanlı olduğumu saniyor. Tanıştıktan sonra
öyle olmadığımı daha cana yakın bir kişi olduğumu söylüyorlar.
Gecmişe yönelik keşkeleriniz ya da geleceğe yönelik endişeleriniz var mı?
Zeynep:
Şu andaki yaşantımdaki bütün hayallerim gerçekleşti. Bu yüzden geriye
dönüp de keşke diyebileceğim bir şey yok. Şu anda tek endişem kızımın
geleceği. İlerde Almanya’nin durumu nasıl olacak, gençlik ne gibi
beklentilerle karşılasacak? Ailem benim geleceğimi nasıl düşündü ise
bende bu duyguları yaşıyorum. Elimden geldiği kadar kızıma en iyi
şartları hazırlamaya çalışıyorum.
Sizin yetiştiğiniz dönemdeki gençlik ile şimdiki gençlik arasında ne gibi fark görüyorsunuz´?
Zeynep:
Bizim dönemde bizler, ailemize büyüklerimize saygili olmaya
çalısıyorduk. Şimdiki gençlikde maalesef bunlar çok az görülüyor.
Okullarda ister istemez dil sorunu yasanıyordu. Eğitimde de şimdiki
gençler daha başarılı. Meslek sahibi oldular ve kendi şirketlerini
kuruyorlar. Eskiden bu imkânlar fazla yoktu. Dil sorunu eskisi kadar
yok artik. Şimdiki kuşak gençlerinin aileleri genelde burada yetişmiş
ve yabancı dilleri daha iyi.
Bayanlara yönelik çalişmalar yapıyor musunuz ya da yapılan çalışmalara katılıyor musunuz?
Zeynep: Maalesef yok. İnsallah ileride olur.
Genclerimize
özelikle genç kızlarımıza hayatlarını yön vermeleri ya da meslek
seçmeleri konusunda hangi tavsiyelerde bulunmak istersiniz?
Zeynep:
Eğitim belirttiğim gibi, çok önemli. Kendi ayaklarının üzerinde
durmaları için meslek sahibi olmaları gerekli diye düşünüyorum. Mutlaka
ve her şeyden önce, geleceklerini düşünerek kendilerine uygun meslek
sahibi olmaları.